Kısırlık Tedavisi

kısırlık tedavisi

Kısırlık (infertilite) çiftlerin en az bir yıl korunmadan düzenli cinsel yaşamı olmasına rağmen kadının hamile kalamaması durumudur. Bu tanılama için daha önceleri 6 ay korunmadan düzenli cinsel ilişkide bulunulması gerekirdi. Fakat artık en az 1 yıllık bir süre olması konusunda düşünce birliğine varılmıştır.

Günümüzde insanların yaşam şartlarında düzelme olmasına rağmen birçok çift kısırlık (infertilite ) sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Yaşanan kısırlık problemi bazı nedenlere bağlı olabilmenin yanında hiçbir neden olmaksızın da ortaya çıkabilir. İnfertilite her yaş grubundan ve her kesimden insanda görülen bir rahatsızlıktır. Ancak yaş ilerledikçe daha sık görülen bir durum olarak da karşımıza çıkar.

Erkek ve kadın üreme organlarında bir problem olması nedeniyle ortaya çıkan bir sağlık sorunu olarak tanımlanabilen kısırlık birden fazla nedenin bir araya gelmesiyle oluşabileceği gibi tek bir sebeple de ortaya çıkan bir durum olabilir. Hata bazen hiçbir sebep olmadan da kısırlık olabilir. Yani kadın veya erkek üreme organlarında hiçbir sorun olmasa da kısırlık problemi çiftlerin karşılaştığı bir sorun olabilir. Ancak günümüzde artık kısırlık problemine farklı yöntemlerle çözüm bulunabilmektedir.

Çocuk sahibi olmaya karar veren çiftler düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde kadının hamile kalmaması durumunda infertilite ile ilgili bir doktora veya bu konuyla ilgilenen bir merkeze başvurmalıdır.

Bunun yanında ağrılı adet dönemleri oluyorsa, düzenli aralıklarla olması gereken adet kanamaları belirli aralıklarda olmuyorsa, endometrioz (çikolata kisti) rahatsızlığı var ise, kadının geçmişinde 2 ve 2 den fazla düşük varsa, erkekte herhangi bir nedenle ölçülen sperm sayılarında bir düşüklük varsa, yine erkekte prostat ile ilgili bir rahatsızlık durumu var ise veya cinsel bir problem yaşanıyorsa geç kalmadan bir hekime veya merkeze başvurulmalıdır.

Kısırlık yani infertilite teşhisi koymak için belirtilerden yola çıkmak mümkün fakat yeterli değildir. Kısırlık teşhisinin koyulabilmesi için bazı tetkiklerin mutlaka yapılması gerekmektedir. İnfertilitenin bazı belirtileri şunlar olabilir:

  • Regl dönemi düzensizlikleri,
  • Adet dönemlerinde şiddetli ağrı ve sancı olması, olması gerekenden yoğun ve fazla kanama olması,
  • Fazla kilo ve hormon bozukluğuyla ilişkili olabilecek sivilce ve tüylenme durumu,
  • Erkekte boşalma ve sertleşme ile ilgili sorunlar,
  • Testislerde şişme veya ağrı olma durumu,
  • Meninin çok az olması,
  • 35 yaşını geçmiş çiftlerin en az 1 yıl düzenli ilişkiye rağmen gebelik oluşmamış olması
  • 35 yaşından daha küçük çiftlerin ise 2 yıl düzenli cinsel yaşama rağmen kadında hamilelik oluşmaması durumu.

35 yaş üstü çiftlerin üreme organlarındaki verimlilik yaş ile birlikte azalmakta bu da hamile kalınmasını engelleyen bir durum oluşturmaktadır. Hamilelik için zaman kaybı olmaması açısından bu yaşlardaki çiftlerin 1 yıl düzenli cinsel yaşama rağmen gebelik oluşmuyorsa bir profesyonelden destek alması önerilir.

Bu belirtileri tek başına infertilite teşhisi koymak için yeterli değildir. Yapılacak fiziksel muayeneler ve uygulanacak testlerle teşhis konulmalıdır. Erkekte sperm örneği alınarak sperm sayısı hareketliliği ve yapısı hakkında bilgi alınmaktadır. Sperm örneği 3 ila 7 gün uygulanacak perhiz sonrası alınır ve mikroskop altında incelenir.

Kadında yumurtlama varlığına bakılmaktadır. Yumurtlama düzeni adet kanamasından anlaşılabileceği gibi beklenen regl döneminden 7 gün önce yapılacak kan testi ile de anlaşılabilinir. Ayıca yumurta kalitesinin anlaşılabilmesi için adetin 2 ila 5. günü arası bazı kan testlerine bakılır.

Fallop tüplerinin açık olup olmadığının anlaşılması için de HSG isimli röntgen filmi gerekebilir.

Teşhis konulduktan sonra kişiye özel tedavi seçenekleri ortaya konarak belirlenir ve çeşitli yöntemlerle tedavi süreci başlar. Tüm bu tetkikler sonucu kişiye özel bir tedavi şekli belirlenmesi oldukça önemlidir. Çünkü kısırlığa neden olan durumlar her çiftte farklılık gösterebilir. Dolayısıyla her çiftte uygulanacak olan tedavi yöntemi ve şekli birbirinden farklı olabilir.

İnfertilite tedavisi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler

  • Uygun doktor seçimi,
  • Çiftlere özel tedavi yöntemi,
  • Uygulanacak tedavinin başarı oranı,
  • Tedavi süresi ve başlama tarihinin çiftler için uygun olup olmaması,
  • Tedavide uygulanacak ilaçlar hakkında bilgi alınması,
  • Tedavinin maliyeti

olarak sıralanabilir.

Uygulanan 3 temel yol ile infertilite tedavisi uygulanmaktadır.

  • İlaç tedavisi,
  • Cerrahi tedavi yöntemleri
  • Üremeye yardımcı teknikler, aşılama, tüp bebek

İlaç Tedavisi

Uygulanan ilaç tedavisi daha çok kadınlara yöneliktir. Erkeklerin nadiren ilaç kullanması gerekir.

Tedavi için kullanılan ilaçlar bazı yan etkiler oluşturabilir. Bu yan etkiler bulantı, kusma, sıcak basması olarak ortaya çıkabilir. Bu durumlarda hekime başvurarak ilaç dozunda ayarlama veya bırakma konusunda birlikte karar verilmelidir. Açıklanamayan kısırlık durumunda bu ilaçlar hamile kalma oranında etkili olmadıkları için tek başına kullanılmaları uygun olmayabilir.

Cerrahi Tedavi

Bu yöntem infertiliteye neden olan durumların cerrahi yöntemlerle giderilmesi gereken durumlarda cerrahi yöntemlerin kullanılması gerektiğinde uygulanan bir yöntemdir. Endometriozis ve endometrioma rahatsızlıklarında, polip ve myomların giderilmesinde, yapısal bozuklukların giderilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu tür problemler cerrahi müdahalelerle düzeltilebilir.

Üremeye Yardımcı Teknikler

Aşılama: Erkeğe bağlı nedeni belli olmayan infertilite durumlarında daha çok kullanılan bir yöntem olan aşılama yöntemi olan aşılama yönteminde kadının yumurtaları uyarılarak çatlatılır. Yumurtalar çatladıktan sonra çatlayan yumurtaların içine erkekten alınan sağlıklı spermler enjekte edilir. Bu işlem jinekolojik muayeneye benzeyen acısız bir işlemdir. Kısa sürede ve oldukça basit bir şekilde uygulanan bir işlemdir. Sperm rahme transfer edildikten sonra 15 dakika dinlenilmesi uygun olur. Bu süre sonunda hasta normal günlük yaşantısına dönebilir. Aşılamadan sonra ortalama 12.-14. gün aralığında hamilelik testi yapılır. Bu tedavi yöntemi sonrasında hamilelik oluştuğunda herhangi özel bir takip yapılmasına gerek yoktur. Normal gebelik sürecinde yapılan takibin yapılması yeterlidir. Aşılama yöntemi 2- 3 kez uygulanıp sonuç alınamazsa tüp bebek tedavisine geçilebilir. Aşılama yöntemi 6 defaya kadar yapılabilir.

Tüp Bebek: İlaç tedavisi, cerrahi tedavi ve aşılama yöntemi başarılı olmadıysa uygulanan yöntemdir. Artık günümüzde çok yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. En fazla uygulanan yardımcı üreme tekniğidir. Kadındaki üreme hücresi yumurtanın ve erkekteki üreme hücresi spermlerin toplanarak laboratuvar ortamında birleştirilerek embriyonun oluşması sağlanır. Bu süreç tüp bebek tedavisi olarak tanımlanır. Laboratuvar ortamında döllenme sağlandıktan sonra oluşan embriyo anne rahmine transferi sağlanır. Bu tedavi sonrası ortaya çıkan gebelik durumunun normal yollardan oluşan gebelikten hiçbir farkı yoktur.

Tüp bebek tedavisi normal yollardan hamile kalınabilecek her yaşta uygulanabilen bir tedavi tekniğidir. Yumurtalık sayısı ve kalitesi tüp bebek yönteminin başarı oranını etkileyen en temel unsurudur. Yumurtalık sayısı ve kalitesi düştükçe başarı oranı da düşecektir. 30-35 yaşlarından sonra kadındaki yumurta kapasitesi azalmaktadır. Bu yaşlardan sonra tüp bebek tedavisi için ara verilmesi pek önerilen bir durum değildir. Yaş hamileliğin oluşması için önemli bir unsurdur ve hamileliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için de oldukça önemli bir durumdur.

Tüp bebek tedavisinde bütün aşamalar düzgün bir şekilde gerçekleşmiş olsa bile hamilelik gerçekleşmeyebilir. Bu durumlarda tüp bebek tedavisi tekrar yenilenebilir. Hekim ile görüşülerek koşullar uygunsa 2- 3 ay sonra tekrar tür bebek tedavisi uygulanmaya başlanabilir.