Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu Nedir?
Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu, özellikle tüp bebek ve diğer yardımcı üreme teknikleri kapsamında uygulanan hormon tedavilerinden sonra ortaya çıkabilen bir sağlık sorunudur. Yumurtalıkların beklenenden fazla sayıda folikül üretmesiyle birlikte, vücutta sıvı birikimi ve hormon dengesizliği gibi durumlar gelişebilir. Bu sendrom, genellikle doğurganlık ilaçlarına aşırı yanıt veren kadınlarda görülür.
Bu durum, kadın üreme sağlığı açısından önemli riskler taşıyabilir ve bu nedenle doğurganlık tedavisi gören her kadının bu sendrom hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Tedavi sürecinde doğru dozaj ve dikkatli takip ile Ovarian Hiperstimülasyon riskleri büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu’nun oluşmasında birden fazla risk faktörü etkilidir. En yaygın risk unsurları şunlardır:
Genç yaş: Özellikle 30 yaş altı kadınlar daha hassas tepki verebilir.
Polikistik Over Sendromu (PKOS): Yumurtalıkları daha duyarlı hale getirebilir.
Yüksek Anti-Müllerian Hormon (AMH) düzeyleri: Yumurtalık rezervi fazla olan kadınlarda daha sık görülür.
Daha önce OHSS geçirmiş olmak
Aşırı dozda gonadotropin kullanımı: Hormonal ilaçların yüksek dozda verilmesi, yumurtalıkların kontrolsüz şekilde uyarılmasına neden olabilir.
Bu risk faktörleri dikkate alınmadan planlanan tedavi süreçlerinde Ovarian Hiperstimülasyon gelişme olasılığı artar. Bu nedenle, kişiye özel tedavi planlaması kritik öneme sahiptir.
Belirtileri Nelerdir?
Ovarian Hiperstimülasyon Sendromu’nun belirtileri hafif, orta veya şiddetli derecelerde olabilir. Hafif belirtiler çoğunlukla göz ardı edilse de ilerleyen durumlar ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Hafif belirtiler: Karın şişkinliği, mide bulantısı, hafif ağrılar, halsizlik
Orta belirtiler: Ani kilo artışı, kusma, ishal
Ağır belirtiler: Nefes darlığı, kan pıhtılaşması, böbrek fonksiyonlarında bozulma, elektrolit dengesizlikleri
Belirtiler başladığında zamanında müdahale edilmezse sendrom ilerleyerek hayati tehlike oluşturabilir. Bu nedenle tedavi sürecinde doktor takibi hayati önem taşır.
Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Ovarian Hiperstimülasyon tanısı, klinik muayene, hasta öyküsü, hormon testleri ve ultrason bulgularına dayanılarak konur.
Ultrasonografide:
Yumurtalıkların aşırı büyümesi (genellikle 5 cm’den büyük)
Karın boşluğunda sıvı birikimi (asit)
Artan HCG düzeyleri
belirlenebilir. Gerekli durumlarda BT veya MRI gibi ileri görüntüleme yöntemleriyle komplikasyonlar detaylı şekilde analiz edilebilir. Ayrıca, kan değerleri (hematokrit, elektrolitler, böbrek fonksiyonları) düzenli olarak izlenmelidir.
Tedavi Seçenekleri ve Önlemler
Tedavinin türü ve süresi, sendromun şiddetine göre değişiklik gösterir. Hafif seyreden vakalarda:
Bol sıvı tüketimi
Yatak istirahati
Düşük doz ağrı kesiciler önerilir
Orta ve ağır vakalarda hastaneye yatış gerekebilir. Bu hastalarda damar yoluyla sıvı desteği, kan sulandırıcı ilaçlar ve solunum desteği gibi müdahaleler uygulanabilir.
Ovarian Hiperstimülasyon riskini azaltmak için önceden alınabilecek bazı önlemler:
Tedaviye düşük doz ilaçla başlamak
AMH ve E2 düzeylerini takip etmek
“Coasting” adı verilen ilaç kesme yöntemi uygulamak
Tetikleyici iğne yerine GnRH agonist kullanmak
Embriyo dondurma protokollerini değerlendirmek
Bu önlemler sayesinde hastanın sağlığı korunabilir ve gebelik şansı güvenli bir şekilde sürdürülebilir.